Günlerimizi belirleyen saat ve dakikalar, Dünya’nın dönüşüne göre belirleniyor.
Ancak bu dönüş sabit değil; yüzeyinde ve erimiş çekirdeğinde olup bitenlere bağlı olarak çok az da olsa değişebilir.
Neredeyse algılanamayan bu değişiklikler zaman zaman dünya saatlerinin “artık saniye” ile ayarlanması gerektiği anlamına geliyor.
Bu küçük bir değişiklik gibi görünebilir ancak bilgi işlem sistemleri üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir.
Çok sayıda saniye eklendi
Yıllar boyunca zamana çok sayıda saniye eklendi. Ancak uzun bir yavaşlama eğiliminin ardından, çekirdeğindeki değişiklikler nedeniyle Dünya’nın dönüşü artık hızlanıyor.
Fransa’daki Uluslararası Ağırlık ve Ölçüler Bürosu Zaman Departmanı’na göre yakın zamanda bir saniyenin çıkarılması gerekecek.
Zaman nasıl ölçülüyor?
1955’ten önce bir saniye, Dünya’nın yıldızlara göre bir kez dönmesi için geçen sürenin belirli bir kısmı olarak tanımlanıyordu.
Daha sonra, fiziksel bir saniyeyi tanımlamanın çok daha istikrarlı bir yolu olduğunu kanıtlayan son derece hassas atom saatleri dönemi geldi.
1960’ların sonlarından itibaren dünya, zaman dilimlerini ayarlamak için koordineli evrensel saati (UTC) kullanmaya başladı. UTC atom saatlerine dayanıyor ancak yine de gezegenin dönüşüne ayak uydurur.
Sıçrama saniyesi eklenecek
Ancak dönüş hızı sabit olmadığı için iki zaman ölçeği yavaş yavaş birbirinden uzaklaşıyor. Bu, onları yeniden hizaya getirmek için ara sıra bir “sıçrama saniyesinin” eklenmesi gerektiği anlamına geliyor.
Uzun vadede Dünya’nın dönüşündeki değişikliklere, okyanus tabanındaki gelgitlerin sürtünmesi hakim oldu ve bu da onun dönüşünü yavaşlattı.
Son zamanlarda gezegeni ısıtan fosil yakıtları yakan insanların neden olduğu kutup buzlarının erimesinin etkileri de önemli bir faktör haline geldi.
Buz okyanusta eridikçe eriyen su kutuplardan Ekvator’a doğru hareket ediyor ve bu da Dünya’nın dönüş hızını daha da yavaşlatıyor.