Şu bir gerçek:
Türkiye’nin gelmiş geçmiş en başarısız federasyonu bu federasyon. Başkanı da Mehmet Büyükekşi.
Her şeyi eline yüzüne bulaştıran, futbolun bugünkü ortamını oluşturan, cepheleşme yaratan, hiç bilmedi futbolda yanına yine hiç bir şey bilmeyenleri dolduran, “Özel maçın özelliği nedir” diyeni bile yakınlığı nedeniyle astronomik bir maaşla yanına alan Büyükekşi.
Halimize bakın. Ne haldeyiz.
Tek tek anlatmayacağım, olup bitenleri herkes biliyor zaten.
Geçmişi de belli olan bu şahıs TFF’nin önünden bile geçmemesi gerekmesine rağmen hala başkanlık koltuğunda oturuyor.
Bir de diyor ki bugün;
“Biliyorsunuz Temmuz ayında Türkiye Futbol Federasyonu yönetiminde 2 yılımızı geride bırakmış olacağız. Yönetim kurulumuzda aldığımız karar ile 18 Temmuz’da yapacağımız mali genel kurulumuzu, seçimli genel kurul olarak yapmaya karar verdik. 18 Temmuz’da yapacağımız seçimli genel kurulumuz, Türk futboluna hayırlı uğurlu olsun.”
Bak sen, plana bak!
Herkesi kör alemi sersem sanıyor.
Diyorlarmış ki sağda solda;
“Biz istifa edersek Milli Takımı Avrupa Şampiyonası finallerine kim götürecek?”
Halbuki hemen bugün istifa edip seçim kararı alsa o tarihe kadar yeni başkan ve yönetimi görevine başlamış olacak zaten.
Peki amacı ne?
Amacı şu:
– Nasılsa lig bitecek, aradan zaman geçecek. Her şey unutulur!
– 18 Temmuz yaz. Hava sıcak. Herkes gevşer, biter gider!
– 18 Temmuz’a kadar yeni sezonun planlaması yapılmış olur. Biz yaparız. Avrupa takımlarımızın play off maçları başlar. Kalırız yine.
Bir de… Kongrede biz yokuz demedi; dikkat ederseniz.
Aday olmayacağını söylemedi yani.
Siyasetten destek arayacağı belli.
Nasıl bir hırssa, nasıl bir koltuksa bu kalkmak istemiyor oradan.
Şimdi bana “Gürel gel Dışişleri Bakanı ol” deseler, “Olmaz” derim; yapamayacağımı o yeterlilikte olmadığımı anlatırım.
Ama bu ve bunun kişiler her yere talip. Pes!
Eğer bu şahıs bu federasyonun başından gitmezse gelecek sezon daha da kötü olur; bunu şimdiden söylüyorum.