Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı davasının kamuya açık duruşmaları, Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nda (ICJ) başladı.
İsrail, Gazze’deki saldırıları ve yol açtığı ölümler nedeniyle soykırımla suçlanıyor.
Merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde yer alan Divan’da tarafların hazır bulunduğu salonda halka açık yapılan duruşma, canlı yayınlandı.
Güney Afrika’nın talepleri dinlendi, İsrail savunma yapacak
Bugünkü duruşmada Güney Afrika’nın ihtiyati tedbir talepleri dinlendi. Yarınki duruşmada ise İsrail heyeti savunmasını yapacak.
Duruşma, Güney Afrika tarafını temsil eden hukukçuların başında yer alan Profesör John Dugard’ın sunumuyla başladı. Dugard, apartheid döneminde Güney Afrika’da yaşamış ve aktif şekilde apartheide karşı durmuş bir hukukçu olarak öne çıkıyor.
Lahey’de ilk duruşma
Birleşmiş Milletler (BM) Soykırım Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanı’nda açılan davanın ilk duruşması görüldü.
Mahkeme görevlisi, Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı davayı okudu.
Gazze’deki saldırıların derhal durdurulması isteniyor
Toplam 9 madde bulunuyor. Birinci madde, İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarını derhal durdurması gerektiğini söylüyor.
İsrail saldırılarında 7 Ekim’den bu yana 23 binden fazla Filistinli öldürüldü, yaklaşık 60 bin Filistinli yaralandı.
“Filistin halkına 1948’den bu yana yasa dışı eylemler uygulanıyor”
Güney Afrika’nın Hollanda Büyükelçisi Vusimuzi Madonsela, duruşmada yaptığı konuşmanın başında şunları söyledi:
Güney Afrika’nın başvurumuzda bu konuyla ilgili geçici tedbirlerin belirtilmesine ilişkin taleplerinin dikkate alınması amacıyla bu duruşmayı mümkün olan en erken tarihte düzenlediği için mahkemeye şükranlarımı sunmak isterim.
Güney Afrika, İsrail’in soykırım eylemlerinin, kaçınılmaz olarak 1948’den bu yana Filistin halkına karşı gerçekleştirilen yasa dışı eylemler dizisinin bir parçasını oluşturduğunu kabul ediyor.
Başvuru, İsrail’in soykırım eylemlerini ve ihmallerini, İsrail’in Gazze Şeridi’ne uyguladığı 75 yıllık apartheid, 56 yıllık işgal ve 16 yıllık kuşatma bağlamında daha geniş bir çerçeveye oturtuyor.
“Filistin’deki şiddet ve yıkım 7 Ekim 2023’te başlamadı”
Güney Afrika Adalet Bakanı Ronald Lamola ise şu ifadeleri kullandı:
Filistin halkına elimizi uzatırken, bunu insanlığın bir parçası olduğumuzun bilincinde olarak yapıyoruz. Bunlar, kurucu başkanımız Nelson Mandela’nın sözleriydi. Mahkemeye bu ruhla yaklaşıyoruz.
Filistin’deki şiddet ve yıkım 7 Ekim 2023’te başlamadı. Filistinliler, son 76 yıldır ve 7 Ekim 2023’ten bu yana her gün sistematik baskı ve şiddete maruz kalıyor.
İsrail, Gazze Şeridi’nde en az 2004’ten bu yana hava sahası, karasuları, kara geçişleri, su, elektrik ve sivil altyapının yanı sıra kilit hükümet işlevleri üzerinde kontrol uygulamaya devam ediyor.
Lamola, İsrail’in 7 Ekim saldırısına tepkisinin “çizgiyi aştığını” sözlerine ekledi.
Filistin destekçilerinden ICJ önünde gösteri
İsrail’e tepkilerini dile getiren göstericiler, ellerinde Filistin bayraklarıyla Uluslararası Adalet Divanı binası önünde toplandı.
İsrail ayırt etmeden öldürdü
Güney Afrika’nın davasını temsil eden avukat Adila Hassim, aldığı söz kapsamında şu ifadeleri kullandı:
Bu dava, Soykırım Sözleşmesi’nin önsözünde ifade edildiği gibi, ortak insanlığımızın özünü vurguluyor.
Güney Afrika, İsrail’in soykırım tanımına giren eylemlerde bulunarak sözleşmenin 2. maddesini ihlal ettiğini ileri sürüyor. Eylemler, soykırım sonucunun çıkarılabileceği sistematik davranış kalıplarını gösteriyor.
İsrail haftada 6 bin bomba kullandı. Güvenli olduğunu belirttiği Gazze’nin güneyine en az 200 kez 907 kg bomba attı. Kimse ayırt edilmedi. Yeni doğmuş bebekler bile. BM yetkilileri, burayı çocuklar için bir mezarlık olarak tanımladı.
Filistinliler sistematik olarak yok edildi
Daha sonra, söz konusu ülkeyi temsil eden ikinci avukat Tembeka Ngcukaitobi, bir konuşma yaptı:
Güney Afrika, İsrail’in Gazze’deki Filistinlilere yönelik soykırımına dikkat çeken tek ülke değil. 15 BM özel raportörü ve 21 BM çalışma grubu üyesi, Gazze’de yaşananların, soykırımı yansıttığı konusunda uyarıda bulundu.
Gazze’deki Filistinlilere yönelik soykırım niyeti, İsrail’in askeri saldırısının yürütülme şeklinden açıkça görülüyor. Aynı zamanda aile evlerini ve sivil altyapıyı hedef alarak Gazze’nin geniş bölgelerini yerle bir etme durumu mevcut.
Gazze’deki Filistin nüfusunun yüzde 1’i, sistematik olarak yok edildi.
Nükleer silah kullanımını savundular
İsrail meclisinde soykırım söyleminin yaygın olduğunu anlatan Ngcukaitobi, şöyle devam etti:
Knesset üyeleri defalarca Gazze’nin yok edilmesi, dümdüz edilmesi, silinmesi ve ezilmesi yönünde çağrıda bulundu. Gazze’de hiç masum olmadığını defalarca ileri sürdüler.
İsrailli milletvekilleri acımasızca havadan bombalama çağrısında bulunurken, bazıları nükleer silah kullanımını savundu.
Güney Afrika’nın talep ettiği tedbirler
Güney Afrika, 29 Aralık’taki yazılı başvurusunda, mahkemeden İsrail aleyhine 9 ihtiyati tedbir kararına hükmedilmesini talep etti.
Güney Afrika’nın istediği ihtiyati tedbirler arasında İsrail’in, Gazze’deki askeri operasyonları derhal durdurması, Filistinlilere yönelik soykırımın önlemesi için gerekli tedbirleri alması, yerlerinden edilenlerin evlerine dönerek yeterli gıda, su, yakıt, tıbbi ve hijyen malzemeleri, barınak ve giysi dahil olmak üzere insani yardıma erişimlerini sağlaması yer alıyor.
Soykırıma karışanlar için ceza istiyorlar
Ayrıca, soykırıma karışanların cezalandırılmaları için gerekli adımları atması, soykırımın delillerini muhafaza etmesi ve verilen tedbirleri uyguladığına ilişkin Divan’a düzenli rapor sunması yer alıyor.
Uluslararası Adalet Divanı, BM anlaşmaları ile uluslararası anlaşmalara konu sorunların çözümü konusunda BM yargı organı olarak görev yapıyor.
İsrail’e karşı açılan dava
1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin 9. maddesi uyarınca, bir devletin sözleşmenin maddelerini ihlal etmesi durumunda, sözleşmeye taraf herhangi bir devlet, ihlalci devlet aleyhine ICJ’de dava açabiliyor.
Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’de işlediği fiillerle Soykırımın Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle 29 Aralık’ta ICJ’de dava açarak İsrail aleyhine ihtiyati tedbir kararı alınmasını talep etti.
Güney Afrika, durumun aciliyeti sebebiyle ICJ’den tedbir kararına hükmetmesini talep ederken duruşmaların tamamlanmasının ardından Divan, tarafların beyanlarını ve delillerini inceleyerek karar için müzakerelere başlıyor.
Kararının açıklanması için hakimleri bağlayan bir son tarih bulunmamakla birlikte, Divan’ın önce yargılamalarına bakıldığından soykırım gibi aciliyet gerektiren durumlarda bu sürenin birkaç hafta olduğu görülüyor.